Portekiz Maçına Doğru

Turnuvanın ikinci maçında grubun bizimle birlikte favorisi konumundaki Portekiz ile saat 19:00'da karşılaşacağız. Sert ve heyecanlı bir maç bizleri bekliyor!
Turnuvanın ikinci maçında grubun bizimle birlikte favorisi konumundaki Portekiz ile saat 19:00'da karşılaşacağız. Sert ve heyecanlı bir maç bizleri bekliyor!

Euro 2024’e Gürcistan galibiyetiyle başlayan Bizim Çocuklar, ilk maçta aldığı skorla tüm negatif havayı dağıtmış olsa da hepimizin aklında hem olumlu hem de olumsuz anlamda çok sayıda acabalar bıraktı. Grubun ikinci maçında rakip Portekiz, yaşlanan Ronaldo ve Pepe gibi tecrübeli oyuncularının yanına Rafael Leao gibi gençlerini de serpiştirmiş bir kadro ile karşımıza çıkacak.

Diziliş mi Mentalite mi?

Avrupa’nın major liglerinde yer alan pas, oyun ve oyuncu kalitesi ile temponun yüksekliği ülkemizde yerini skor önceliğine ve tabelaya bıraktığı için gerçeklerden uzaklaşıyoruz. Medyanın gazlamaları, menajerlerin ve yöneticilerin siyasi bağlantıları ile gün geçiştirilen Türk Futbolu’nun bu tür turnuvalarda aldığı her türlü gaz içerikli başarı aslında şapkadan tavşan çıkarmak gibi.

Santos ile beraber kendi dizilişi ve anlayışı ile ekol olma yolunda ilerleyen Portekiz’de göreve gelen Roberto Martinez, dün yaptığı basın toplantısında Türk Milli Takımı için hücumda çok etkili olduğumuzu ancak savunmada büyük sıkıntılar yaşadığımızı belirtti. Pepe ve Leao da teknik direktör Martinez ile aynı açıklamaları yaptılar. Portekiz tarafı kesinlikle oynadığımız ilk Gürcistan maçını izleyerek analiz etmiş şekilde karşımıza gelecekler.

Portekiz Teknik Direktörü Roberto Martinez, yaptığı basın toplantısında Türk Milli Takımı’nın hücumda etkili bir takım olduğunu ancak savunmadaki hatalarını iyi değerlendireceklerine inandığını söyledi.

Gürcistan takımının bize pozisyon sağladığı en önemli anlarda diagonal uzun pas tercihlerinin isabetli olması bizim başımızı ağrıtmıştı. Portekiz özellikle sol kanatta Leao’yu bu tip toplarda yalnız bırakmayı, onun birebirlerinden kaleye gitmeyi deneyebilir ki Leao’nun Milan’da bu tarz çok sayıda oyun kurulan maçı olduğunu biliyoruz. Bu şekilde çizgiye açılan Portekiz takımına karşı eğer orta alanda Gürcistan maçında olduğu gibi topun arkasında geçtikten sonra yürüyen Orkun-Hakan-Kaan üçlüsü ile devam edersek büyük hüsranla karşılaşabiliriz.

Forvette pivot arayışımızı çok fazla hissetmeyeceğimiz, daha çok kendi alanımızda oyunu kabul ederek rakibin 2. bölgeden 3. bölgeye geçişlerinde bir geçiş savunması planlayacağımızı düşünüyorum. Portekiz’e alan bırakılmadığında çok fazla pozisyon bulamasalar da kaliteli ve yumuşak ayakların dar alandaki potansiyellerini riske edebiliriz. Bu risk ile birlikte Barış Alper, Semih, Kerem, Kenan ve Yunus Akgün gibi isimlerle geçiş hücumu tehdidi ile rakibin yaşlı ve ağır adımlara sahip savunmasına karşı etkili olabiliriz.

Burada önemli olan nasıl bir dizilişe sahip olacağımız değil, oyunu nerede ve nasıl kabul edeceğimiz gerçeği skoru belirleyecek. Rakibin oynaması veya bizim oynamamızdan ötede biz maç planındaki doğruları yapabilecek miyiz, rakibi kendi oyun tahtamıza çekebilecek miyiz bunun için güzel bir test maçı olacak. Montella bunu daha önce Hırvatistan karşısında başarmıştı. Bu sebeple ve kendisinin oyunculuk kariyerindeki çok sayıdaki yüksek baskı içeren maçlarını düşündüğümüzde bunu tekrar yapabilir.

Medyanın Şişirmeleri Arasında…

Medyanın mükemmel zafer falan gibi açıklamaları ve manşetleri bu maçın ilk düdüğü ile bitecek ve gerçekleri göreceğiz. Geçtiğimiz üç gün boyunda yapılan tüm yayınlarda “Portekiz’i yenebiliriz” söylemi bir güveni mi yoksa önceden gelen bir güvensizliği mi gösteriyor bilinmez hemen herkes öncesi ve sonrasıyla soru işaretlerini barındıran düşüncelerle bu maçı bekliyor.

Savunmada Gürcistan maçının belirli sekanslarında topu Gürcistan’a bırakarak kendi alanımızda geçerek alanı kapatmayı tercih ettik. Ancak bu anlarda bireysel olarak da topa baskı yapmadan rakibin 3. bölgeye gelmesine izin verdik. Eğer bu hataya devam edersek ve topa baskıyı doğru kademelerle yapmamaya devam edersek yine bireysel pozisyon hataları meydana gelecektir. Portekiz’in temiz ve özgüvenli ayakları bu tür pozisyonları değerlendirebilir ve bir anda çok basit pozisyonlardan kalemizde gol veya goller görebiliriz.

Aynı şekilde süratli, seri ve bir anda fırlayan oyuncularımızla oyunu çok daha başka noktalara götürmek de yine kendi elimizde. Maçın geneline baktığımızda Portekiz’e karşı doğru savunma yaparsak onların bize karşı yapabileceği çok fazla çözüm önerisi yok, bizimse onlara karşı etkili olabileceğimiz farklı silahlarımız var. Bu noktada bir parantez de Arda Güler’e açmak istiyorum.

Arda Emin Adımlarla Devam Ediyor

Arda Güler, yaşı ve kendisinden beklenenler nedeniyle çok fazla ümit eden bir oyuncu, bir lider olma yolunda da ilerliyor. Real Madrid dönemi biraz sancılı başlamış görünse de fiziksel olarak hazır olması zaman alacak bir oyuncu. Onun bu tür maçlarda skoru tuttuğumuz bir 45 dakika sonrasında daha fit ve diri olarak kullanılması daha mantıklı bir tercih olabilir. Bugünkü maçın oyuncu bazında en kritik noktalarından biri Arda Güler’in serbest oynatılıp oynatılmayacağı, merkezde mi yoksa yine çizgiye hapsedilip hapsedilmeyeceği olabilir.

Abdülkerim, Kaan ve Hakan üçlüsüne savunma anlamında hiç güvenmediğim, Milli Takım gibi bir olguda egolarına çok fazla yenik düştükleri için karşılaşmadaki performanslarını bir soru işareti olarak görüyorum. Bu oyuncular dışında orta alanda İsmail ve Yunus Akgün tercihleri bizim oyunumuzu çok değiştirebilir. Bu konuda Gürcistan maçı ile ilgili yazımı okuyabilirsiniz.

Bireysellikten uzakta kalarak oyuncuların birbirleri ile olan uyumu ve savunma anlayışı ile bu maçın anahtarını elinde tutan taraf biz olacağız. Tüm takım ve teknik heyete başarılar dilerken tribündeki taraftarlarımızın spora yakışır şekilde daha sağduyulu ve saygılı olmalarını bekliyorum.